top of page

Yüzüklerin Efendisi Filmine Sinematografik Bir Bakış

Filmin serisine ait tüm bölümleri bir yılda çekerek, zor bir işin altından başarı ile kalkan Peter Jackson, bu sayede hem filmin sonunu getirebileceğini garantilemiş hem de izleyicilerin filmin sonunu görecekleri konusunda güvence vermiştir.

 

“Kitaplarımı filme uyarlamak mı?

Odesa’yı uyarlamak bile daha kolay olur!” [1]

J.R.R. Tolkien

Toplumsal kültüre ait mitoloji ve efsanelerin gerçek olaylarla göbek bağı vardır. Gerçeğin görkemli ve lirik yorumu olan mitoloji de ancak sanat sayesinde bir bedene kavuşabilir. John Ronald Reuel Tolkien’in -14 yıllık bir çalışmanın ardından 1954’te[2] tamamladığı- Yüzüklerin Efendisi eseri de içindeki ütopik Orta Dünya efsanesini, yazarının anılarından, İskandinav, Yunan ve Kelt mitolojilerinden, Dünya Savaşlarından, sanayileşme ve modernizm fikirlerinden alır. Okuyucuları tarafından “efsane” olarak nitelendirilen bu önemli eser, geniş kitlelere, demokratik ve herkesin ulaşabileceği bir sanat dalı olan sinema sayesinde kavuşur.


Kitap, içlerinde dünyaca ünlü müzik grubu The Beatles’ın da olduğu, birçok yapımcının girişimine rağmen, beyaz perdeye uzun süre aktarılamaz. 1978’de, bir animasyon filmi olarak uyarlanan eser, hayranlarınca başarısız bulunur ve izleyici tarafından çabucak unutulur. Görkemli romana yakışan görsel dilin, sinema imkânları ile anlatılabilmesi için yarım asır geçmesi gerekir; gelişen teknoloji, özel efekt ve kurgu teknikleri sayesinde, ancak 21. yüzyılın şafağında sinemaya aktarılabilir. Kitabın hayranlarının, eserin filme aktarılması konusundaki karşı çıkışlarına ve kitabın mahremiyetini bozacağına dair endişelerine rağmen sinema tarihinin en beğenilen yapımlarından biri olur.



"Kişilerin en ufağı bile geleceğin akışını değiştirebilir."

Galadriel


Filmlerin yönetmeni Peter Jackson'ın, J.R.R. Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi hikâyesiyle tanışması, Ralph Bakshi'nin animasyon filmi sayesinde olur. Henüz çok genç yaşlarda (14 yaşında) hikâyeye ilgi duyan ve onu filme çekmeye karar veren yönetmen, kariyerine başladığı yıllarda, ilk filmi Sevimli Hayaletler’in ardından bir sonraki projesi olarak bu eseri belirler. Uzun yıllar üzerinde çalıştığı hikâyenin senaryosunu, 1998 yılında Stephen Sinclair ile birlikte iki bölüm hâlinde yazan Jackson, izleyicinin beklentileri ve film şirketlerinin istekleri doğrultusunda değiştirir. İkili, stratejik eklemelere, yeniden yorumlamalara ve eksiltmelere rağmen eserin ana temasına bağlı kalır. Frodo Baggins'in yüzüğü taşıması hikâyenin odak noktası olarak belirlenirken, yan öykü olarak da Aragorn’un hikâyesi seçilir. Bunun yanında bazı karakterlerin daha dramatik, karanlık ve daha baskın olması sağlanırken hikâyedeki bazı isimler de -Tom Bombadil karakteri gibi- senaryodan çıkarılır.

Kitap ve Film arasındaki diğer temel farklılıklar şunlardır:


  • Tolkien’in belirttiğine göre, hikâyedeki en önemli karakter, aslında Sam Gamgee’dir.

  • Kitapta bahçıvan olarak betimlenen Sam Gamgee, yalnızca Yüzük Kardeşliği bölümünün uzatılmış versiyonunda bahçıvan olarak gösterilir.

  • Hepsi filmlerde görünmese de aslında Orta Dünya’da beş adet büyücü vardır. Bunlar Ak Saruman, Boz Radagast, Gri Gandalf, Mavi Alatar ve Mavi Palando’dur.

  • Filmde “Sauron’un Gözü” olarak gösterilen kule, kitapta yer almaz.

  • Dokuzların, Hobbitleri su kenarında sandala kadar kovaladıkları sahne kitapta yoktur.

  • Filmde, Witch King'in, Minas Tirith'te Gandalf'ın asasını kırdığı sahne de kitapta yer almaz.

  • Filmde yüzük kardeşliği, herkesin kendi isteğiyle kurulur. Kitapta ise yüzük taşıyıcısıyla beraber gidecek olanları Elrond kendisi seçer.


Yapım şirketlerinin filmi üç bölüm hâlinde[3] çekmeye karar vermesinin ardından, daha özgür ve daha yaratıcı olma imkânı bulan yönetmen, 93 milyon dolarlık bütçe ile 1999’da çekimlere -maliyeti daha az ve atmosferi daha uygun olacağı için- Yeni Zelanda’da başlar. Filmin serisine ait tüm bölümleri bir yılda çekerek, zor bir işin altından başarı ile kalkan Peter Jackson, bu sayede hem filmin sonunu getirebileceğini garantilemiş hem de izleyicilerin filmin sonunu görecekleri konusunda güvence vermiştir. Uzun süren çekimler, medyanın ilgisi ve filmin vizyonda yakaladığı başarı, ülkeye gelen turist sayısını da ciddi şekilde arttırmış; bu akından yüksek gelir elde eden Yeni Zelanda hükümeti de 2001 yılında Yüzüklerin Efendisi Bakanlığını kurmuştur.


Kitabın şiirsel anlatımını ve görkemli niteliğini ortaya çıkarmak amacıyla sinematografinin her imkânını değerlendiren Peter Jackson, Tolkien kitaplarının da illüstratörleri olan Alan Lee ve John Howe ile birlikte çalışır. Bu sayede filmde kitabın dokusuna uygun görsel betimlemelerin yapılabilmesini sağlar. Ayrıca oyuncuların Elf dilini akıcı bir şekilde konuşulabilmesi için, bu dilin uzmanlarından da yararlanır. Filmin kostümlerinde gerçekçiliği yakalayabilmek amacıyla büyük bir ekip hazırlanır. Tasarımcılar, Avrupa kültürlerine ait kıyafet detaylarını kullanarak, hikâyenin köklerine uygun bir görüntü yakalanmasını sağlar. Filmi etkileyici kılan ve her biri klasik olan müzikleri ise Howard Shore tarafından bestelenir. Filmin vizyondaki başarısı, sanatçıya birçok ödülün yanı sıra şöhreti de getirir.


Peter Jackson, filminde mantıklı ve inanılabilir bir dünya yaratmak amacıyla, her karakterin biyolojik açıdan gerçekçilik seviyesinin yüksek olmasını ister. Bu nedenle CGI[4] teknolojisi ile yaratılan karakterler için gerçek oyuncular kullanır. Bilgisayar teknolojisinin ve yeşil perdeli stüdyonun teknik imkânlarını sonuna kadar kullanan yönetmen, özellikle Gollum (Andy Serkis) karakterinin olabildiğince gerçekçi görünmesi için büyük çaba sarf eder. Başta mizansen alanı ve karakterler olmak üzere, yapımın her aşamasında bilgisayarlar kullanılır. Filmin ihtişamlı sahneleri için “Massive” ve “5D Colossus” adı verilen yapay zekâ yazılımlarından yararlanılır. Hobbit ve cücelerin boylarının diğer oyuncuların yanında doğru görünebilmesi için sette “hatalı pesperktif”li sahneler kurulur ve optik yanılsamalar yaratılır. Ekip, hazırladığı bu gerçekçi simülasyonlar ile vizyona girdiği dönemde sinemada bir devrim yaratır ve özel efekt alanında büyük ses getirir.


"Her zaman bir umut vardır."

Aragorn


Hiçbir zaman maddi anlamda bir başarı elde etmeyi beklemeyen Tolkien, Yüzüklerin Efendisi hikâyesine, çocuklar için yazdığı, Hobbit’in devamı olarak başlar, ancak bu eser ilk kitabından daha çok ünlenir. Bilbo Baggins’in 13 cüce ile birlikte başından geçen olayların ve tek yüzüğün ortaya çıkış hikâyesinin anlatıldığı kitap, filme dönüştürülürken ilkinden daha büyük sorunlarla karşılaşılır. Öncelikle film şirketleri ile yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle Peter Jackson ekipten ayrılır (Yönetmen Guillermo del Toro ile anlaşılır); ardından eserin telif hakları, senaryonun sürekli değişmesi ve yapımcılar ile ilgili belirsizlikler nedeniyle, çekimler birçok kez sekteye uğrar. Hazırlıkları, ilk serisinin çekimlerinden 10 yıl sonra bitirilen filmin yönetmen koltuğuna ise, uzun müzakereler ardından, yine işin ehli Peter Jackson geçer. Önceki seride olduğu gibi üçleme olarak[5] hazırlanan film, 2012 yılında gösterime girdiğinde gişede yapımcılarının yüzünü güldürür. Yeni hikâye, sinemaseverleri memnun etse de kitapla olan belirgin farklılıklar sadık okuyucusunu üzer. Önceki seride olduğu gibi hikâyede yer alan bazı karakterler, yerler ve olaylar değiştirilir. Kadın oyuncuların sayısı ve senaryodaki ağırlığı arttırılırken, büyücü Saruman karakteri, kitapta olmamasına rağmen, filme eklenir.


Edebiyatın sinemaya uyarlanması sırasında hikâye akışında, bazı karakterler ve ayrıntılar üzerinde değişikliklere gidilmesi doğaldır. Ancak bu durum sadık okuyucular tarafından pek de hoş karşılanmaz. Konuşma diline benzer bir şekilde, sembolik ve gramere dayanan bir üslupla sinema dilini oluşturmak, edebiyata yalnızca abartılı bir öykünme olur. Edebiyatı, diğer tüm sanat dallarını kullandığı gibi kendi içinde harmanlayan sinema, bir barış ortamı oluşturmaya ve orta yol bulmaya çalışır. Bunların yanı sıra, hitap ettiği kitlenin ve yapımcı şirketlerin beklentileri ile okuyucunun beklentilerinin örtüşmesini de sağlamaya çalışır.

Aslına sadık kalamayarak okuyucusunun gözünde başarılı olamayan Yüzüklerin Efendisi filmi, başarıyı izleyicisinden ve sinema otoritelerinden aldığı ödüllerle (2004 yılı Oscar töreninde başta en iyi film ve en iyi yönetmen olmak üzere 11 dalda[6] ödüle layık görülmüştür) yakalar. Sinema diline uygun olarak incelikle işlenen görsel detayları ile dikkat çeken filmin, sinematografisine ait ilginç bilgileri ise şu şekilde sıralamak mümkün:


  • Filmin oyuncuları arasında Tolkien’le gerçekten tanışmış olan tek oyuncu, Saruman’ı canlandıran Sir Christopher Lee’dir. ( 1922 – 2015 )


  • Nazgul çığlıklarının seslendirmesi, Peter Jackson’un karısı Fran Walsh’a aittir.


  • Yönetmen Peter Jackson ve çocukları (Billy ve Katie Jackson) da oyuncu olarak üçlemede rol almıştır.


  • Yüzük Kardeşliği bölümünde, Saruman’ın yaktığı ağaçların hepsi sahtedir.


  • Orthanc Kulesi’ndeki eritilmiş metal sahnelerinin çekimi için gerçek demir ocakları kullanılır.


  • Balrog sahnesinin çekiminden sonra set ekibi de dâhil kimseye Gandaf’ın ölmediği söylenmez.Bu durum seyirci için de büyük bir şok ve sevinç anı olur.


  • Viggo Mortensen İki Kule filminin çekimleri esnasında Uruk-Hai miğferine tekme attığı sahnede, ayak parmaklarını kırar, acı içinde haykırdığı sahne hiç değişikliğe uğramadan filme eklenir.


  • Ian Mckellen’ın (Gandalf) Yüzük Kardeşliği filminde kafasını vurduğu sahne, bir kaza olmasına rağmen, filmde aynen kullanılır.


  • İki Kule’de Beyaz Gandalf’ın ormanın içinde ilk göründüğü sahnede, bir saniyeliğine, Saruman karakteri gösterilir.


  • Yönetmen Peter Jackson, örümcek korkusu nedeniyle Shelob adı verilen örümcek modeline hiç yaklaşamamıştır.


  • Filmin oyuncuları arasındaki en uzun boylu kişi ise Cüce Gimli’yi oynayan John Rhys-Davies’tir.


  • Hikâyesini yaratan J.R.R. Tolkien’in adını yaşatmaya ve onu yeni nesillere tanıtmaya devam eden üçleme, dünya sinema tarihinin en önemli 100 filmi arasında üst sıralarda yer almaktadır. Fantastik dünyası ve şiirsel anlatımı ile güzleri okşayan Yüzüklerin Efendisi serisi, uzatılmış versiyonları, kamera arkası belgeselleri ve filme ait kısa videoları ile kendini bugün bile heyecanla izletmeye devam eden önemli bir yapımdır.



[1] The Telegraph, 22 Mart 1968, Yazılı bir eseri dramatik biçime sıkıştıramazsınız. Odesa’yı filme çekmek daha kolay olurdu. Onda çok daha az olay var. Sadece bir kaç tane fırtına.” [2] 29 Temmuz 1954'ten 20 Ekim 1955'e kadarki bir yıllık süreç içerisinde üç cilt olarak yayımlandı. [3]Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği (2001) Yüzüklerin Efendisi: İki Kule (2002) Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü (2003)

[4] Bilgisayar üretimli imgeleme, kısaca CGI, görsel oluşturmayı sağlayan bir bilgisayar grafikleri uygulaması. [5] Hobbit: Beklenmedik Yolculuk (2012), Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları (2013), Hobbit: Beş Ordunun Savaşı (2014) [6] En iyi film, yönetmen, uyarlama senaryo, film müziği, ses miksajı, yapım tasarımı, kostüm, kurgu, görsel efekt, makyaj, orijinal müzik


Kaynakça

David BORDWELL, Kristin THOMPSON, Film Sanatı, De Ki Basım Yayım, Ankara 2011, Sy: 184 – 185


Serdar ÖZTÜRK, Sinefilozofi, Heretik Yayınları, Ankara, 2016


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/yeni-zelandada-yuzuklerin-efendisi-bakanligi-kuruldu-38290091


http://www.wiki-zero.co/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvWcO8esO8a2xlcmluX0VmZW5kaXNpXyhmaWxtX3NlcmlzaSk

https://www.bilim.org/yuzuklerin-efendisinin-sosyolojik-mesaji-uzerine/


https://ramazanyavuzcebe.wordpress.com/2016/12/09/hobbit-film-ile-kitap-arasindaki-temel-farklar/


https://kayiprihtim.com/roportaj/j-r-r-tolkien-1968-roportaji/

Mehmet Neşet Turgut