top of page

Osmanlı Devleti’nin Dağılma Devri

Yusuf Akçura’nın bu eserindeki en önemli özellik adından da belli olduğu üzere Osmanlı Devleti’nin son devrini sonuca yönelik değerlendirmesidir. Bugün hâlâ Akçura’nın kitabının güncelliğini korumasının en önemli özelliği yapmış olduğu tespitler ve işaret ettiği noktalardır.

 

İlk baskısı 1940 yılında yapılmış olan Osmanlı Devleti’nin Dağılma Devri aslında Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan Türk Tarihinin Anahatları eserinin Yusuf Akçura tarafından yazılan bölümüdür. Akçura eseri yazmaya başlamış olsa da maalesef ki ömrü, kitabı tamamlamaya yetmemiştir. Bu sebeple eser, eksiklikleri giderildikten sonra yayımlanmıştır.


Osmanlı Devleti’nin Dağılma Devri, Ötüken Neşriyat’ın Yusuf Akçura serisine binaen bu yıl (2018) tekrardan basıldı. Kitapta okur tarafından bugün anlaşılması güç olan kelimelerin yanına köşeli parantez içinde bugünkü anlamları verilmiş. Eserin sonunda üç farklı harita ve İstanbul’un şehir planı ile Belgrad şehrinin gravürü de bulunuyor.

Dokuz ana bölümden oluşan kitapta bir de dizin bölümü yer alıyor. Akçura, ilk bölümde Osmanlı Devleti’nin 18. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasındaki döneminin bir portresini çıkartıyor. Bu bölümde devletin sınırlarını, nüfusunu, siyasi ve idari sistemiyle birlikte iktisadi ve mali durumunu da görmek mümkün. Ayrıca merkez otoritenin zayıflaması ve Osmanlı’nın dış ilişkileri de bu bölümde ele alınmış. İkinci bölümde ise imparatorluğun dağılmasına yol açan başlıca nedenler sıralanıyor. Sıraladığı 22 sebepten sonra Akçura, imparatorluğun bir buçuk asır daha yaşamasını ve ardından yeni bir devletin kurulmuş olmasını hayretle dile getirir.


Osmanlı Devleti’nin dağılma dönemini ele aldığı üçüncü bölüm ise Kırım’ın elden çıkmasıyla başlar. Ardından gayrimüslim toplulukların ve Türk olmayan Müslüman toplulukların imparatorluktan ayrılmalarını iki alt başlık altında inceler. Akçura, dördüncü bölümde çöküşün engellenmesi için aranan çözüm yollarını ele alır. III. Selim’den itibaren yapılan askerî ve malî ıslahatları ve etkilerini anlatır. Beşinci bölüm ise Fransız İhtilali’nin, Osmanlı Devleti üzerindeki etkileri üzerinedir. Kısaca Osmanlı ve Fransa’nın tarihî ilişkilerine değindikten sonra ihtilal fikirlerinin Doğu’daki etkilerini anlatır. Ardından Fransa ihtilal hükümetlerinin Doğu siyasetini üç alt başlık altında inceler: Napoleon Bonapart’a kadar Fransa’nın Doğu siyaseti, Napoleon’un tesirinde Fransa’nın Doğu siyaseti ve Fransa Cumhuriyeti’nin Mısır’a bir heyet-i seferiye göndermesi. Altıncı bölüm ise Osmanlı’nın Fransa karşısında yeni ittifaklar arayışını anlatır. İngiliz, Rus ve Napoli ittifakı üzerine dikkate değer bilgiler sunar. Yedinci bölümde Osmanlı ile Fransa Cumhuriyeti arasındaki Mısır ve Suriye Savaşlarını ve sonuçlarını ele alır. Sekizinci bölüm Avrupa siyasetindeki değişimleri ele alırken son bölüm III. Selim ıslahatlarının başarısızlığı üzerinedir.


... Yukarıda sayılan âmiller, bir devletin inhitat ve inkırazına kâfi gelebilecek illetlerdir. Osmanlı Devleti, bütün bu illetlere malûl olmasına rağmen, XVIII. asırdan sonra dahi, mütemadî küçülmek ve zayıflamakla beraber, bir buçuk asır kadar daha yaşayabilmiş ve inkıraz sıralarında bu devletin esas unsuru olan Türklüğün harikulâde hayatiyeti, parçalanarak dağılmış imparatorluğun içinden taze ve kavi bir devletin doğmasına kifayet etmiştir. (s. 27)


Yusuf Akçura’nın bu eserindeki en önemli özellik adından da belli olduğu üzere Osmanlı Devleti’nin son devrini sonuca yönelik değerlendirmesidir. Buna karşın Akçura’nın bu süreçte değindiği konular ve yaptığı tespitler oldukça dikkat çekicidir. Bugün hâlâ daha Akçura’nın kitabının güncelliğini korumasının en önemli özelliği yapmış olduğu tespitler ve işaret ettiği noktalardır.


Çolpan Ay

57 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör
bottom of page