top of page

Evren, Yaratılış ve Köken Mitleri

Peş peşe sıralanan bu hikâyeler milletlerin birbiri ile olan benzerliklerini ve farklılıklarını da okura göstermiş oluyor. Özellikle Kızılderili ile Türk-Altay mitolojisindeki benzerlikler oldukça dikkat çekici. Şanlı, bu benzerliklerin her zaman akrabalık ilişkisi kurmak için yeterli olamayacağını Japon ve Yunan mitolojisindeki benzerlikleri örnek vererek açıklıyor.

 

Türkiye’de hep göz ardı edilen mitoloji gün geçtikçe kendine yer açmaya devam ediyor. Mahir Şanlı’nın hazırladığı Ötüken Neşriyat’tan çıkan Evren, Yaratılış ve Köken Mitleri kitabı mitoloji alanındaki kaynak eksikliğini giderme açısından önemli bir yer tutuyor.


Kitabın giriş bölümünde mitoloji kelimesinin kökenine değinen Şanlı aynı zamanda mitolojik hikâyelerin neden ve nasıl ortaya çıktığını anlatıyor. Ayrıca mitolojinin tarih, psikoloji gibi bilim dallarıyla da bir bağlantısı olduğuna değiniyor. Kitapta Türk-Altay, Yunan, Mezopotamya, Fin, Kızılderili, Maya, İskandinav, Çin, Japon, Slav, Hint, Fars, Mısır, Kelt, Maori olmak üzere on beş farklı medeniyetin yaratılış hakkındaki mitolojik hikâyeleri yer alıyor. Bu noktada mitleri oluşturan eski insanların, hayata karşı olan bakış açılarına dair çıkarımlar yapmak da mümkün.

“Örneğin Japon mitolojisine baktığımızda denizlerle ilgili birçok anlatı karşımıza çıkar. Su perileri, su altındaki saraylar, balığa dönüşen insanlar… Sonra devasa dalgalar, depremler, su baskınları, kaybolan balıkçılara rastlarız. Ada toplumunun sorunları, merakları, umutları mitlerinde bir bir arz-ı endam eder. İskandinav mitolojisine baktığımızda ise sertliği olanca şiddetiyle hissederiz. İklimin insanların karakterlerine, insanların karakterlerinin ise hikâyelerine yansıdığına şahit oluruz. Yunan mitolojisi ise diğer örneklere göre daha nahif kalır. Felsefi bakış açısı, doğayı ve insanı bu bağlamda anlama çabası, insani zaafların tanrı ve tanrıçalardaki tezahürü mitlere yön verir.”


Peş peşe sıralanan bu hikâyeler milletlerin birbiri ile olan benzerliklerini ve farklılıklarını da okura göstermiş oluyor. Özellikle Kızılderili ile Türk-Altay mitolojisindeki benzerlikler oldukça dikkat çekici. Şanlı, bu benzerliklerin her zaman akrabalık ilişkisi kurmak için yeterli olamayacağını Japon ve Yunan mitolojisindeki benzerlikleri örnek vererek açıklıyor. Ayrıca Evren, Yaratılış ve Köken Mitleri’ni serinin ilk kitabı olarak nitelendiren Şanlı, mitolojiye yabancı insanlara da ulaşma niyetiyle mitolojinin çıkış noktası olan yaratılıştan başladığını söylüyor.


Kitapta yer alan yirmi iki mitin biri dışında (Fin Yaratılış Miti) hepsini kendi anlatış tarzıyla yeniden yorumlayan yazar pek çok kaynaktan karşılaştırmalar yaparak en doğru hikâyeye ulaşmaya çalıştığını anlatıyor. Aynı mitlerin birden çok varyantının da bulunduğunu söyleyen Şanlı, bu konuda oluşabilecek karışıklıklar için okurları önceden uyarıyor.


Son olarak ülkemizde bu alanda bulunan yayın eksikliğini gidermek adına iyi bir çalışma olan bu serinin diğer kitaplarını da heyecanla bekliyoruz.

66 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page