top of page

‘Anlamak’ Tutkunu Bir Matematikçi: Cahit Arf

Bana göre de bir matematikçinin, bir bilim insanının en büyük tutkusu “anlamak” olmalı. Bir matematikçi gözüyle bu bilim dalında her şeyin sebebini, mantığını iyice anlayıp kavramak gerektiğini söyleyebilirim.

 

TÜBA’nın “Yaşam Öyküleri” serisinde olan ve Tosun Terzioğlu ile Akın Yılmaz’ın hazırladığı ‘Anlamak’ Tutkunu Bir Matematikçi: Cahit Arf kitabı, ilk olarak 2005 yılının Ekim ayında basıldı. Benim okumuş olduğum ikinci basımı ise Ağustos, 2006 tarihli.

Kitap, dört bölümden oluşuyor. Keyifle okuduğumuz ve en uzun bölüm olan birinci bölümde ünlü matematikçimiz Cahit Arf’ın biyografisi anlatılıyor. Keyifle diyorum, çünkü Cahit Arf’ın hayatı hem Tosun Terzioğlu, kızı Fatma Arf, torunları gibi yakınları tarafından anılarla hem de 13 Eylül 1980’de Karadeniz Teknik Üniversitesi rektöründen Onur Doktoru belgesini aldığında kendi hayatını anlatan konuşmasından kesitlerle anlatılıyor. 11 Ekim 1910 tarihinde Selanik’te dünyaya gelen Arf, sakin ve kendi hâlinde bir çocukmuş. Annesi Lütfiye Hanım, Cahit’in bir sokak çocuğu olmasından korktuğu için Cahit Arf pek sokakta oynayamaz, evde kendi kendine oyunlar kurarmış. Babası Yusuf Bey’in memur olmasından dolayı birçok şehirde anıları birikiyor Arf’ın. 1926’da liseyi okumak için Paris’e gidiyor ve üç yıllık Saint Louis Lisesi’ni iki yılda bitiriyor. Yüksek öğrenimini de Fransa’da École Normale Supérieure’de 1932 yılında tamamlıyor. Sorbonne sertifikasını da Analiz, Rasyonel Mekanik, Genel Teorik Fizik ve İleri Analiz konularında alıyor.


“Kendisi henüz pek farkında olmasa da, Cahit gerçekten gurur duyulacak işler yapmıştı. Ünlü matematikçilerden Jean Leray, yıllar sonra Feza Gürsey ile sohbet ederken, ‘Cahit’in yüzyılın en önemli matematikçilerinden olacağı okuldayken belliydi,’ diyecekti. Saint Louis Lisesi'nin onur salonunda, École Normale Supérieure'a gitmeyi başaranların adlarının bulunduğu mermer panoya genç Türk matematikçinin adı kazınmıştı bile: Cahit Arifî…” (s. 49)


Türkiye'ye döndüğünde bir süre Galatasaray Lisesi’nde stajyer matematik öğretmeni olarak çalışıyor. Ardından, üniversite reformu sırasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doçent namzedi (adayı) olarak çalışmaya başlıyor. Kitapta, Cahit Arf’ın o günlerle ilgili söylediklerine de yer veriliyor:


“Yerini aldığım Fransız öğretmenin maaşı 600, benim maaşım ise 60 lira idi. Öğretmenler arasında eskiden nâzırlık yapmış olan kodamanlar vardı; bana acıyorlardı. Bunların tesiriyle de olacak, o idealizmimi kaybettim. O sırada üniversite reformu yapılıyordu. Bana ‘Seni doçent namzedi olarak tayin edelim,’ dediler. İşte o sıralarda bende muvaffak olacağım hissi uyandı yine. Muvaffak olmak da şu idi yani: Âlim olmak, matematikte bir şeyler yapmak…” (s. 53)

Cahit Arf, daha sonra doktorasını yapmak için Almanya’ya gidiyor ve 1938’de Göttingen Üniversitesi’nde doktorasını bitiriyor. O yıllarda Hasse ile çalışıyor ve doktora tezi “Hasse-Arf Teoremi” olarak matematik literatürüne geçiyor. Böylece Cahit Arf, bu çalışmasıyla ilk defa dünya matematik tarihine adını yazdırıyor. Adını tarihe yazdırdığı diğer çalışmaları ise literatürde “Arf Değişmezi”, “Arf Halkaları” ve “Arf Kapanışı” olarak yer alıyor. Kitapta bu kavramların teorisine değil, daha çok hangisinin hangi koşullar altında ve ne zaman ortaya çıktığına değiniliyor. Arf, İstanbul Üniversitesi’nde profesörlük ve ordinaryüs profesörlüğüne yükselip 1962’ye kadar orada çalışıyor ve daha sonra Robert Koleji’nde matematik dersleri vermeye başlıyor. 1964’te, TÜBİTAK’ın ilk bilim kurulu başkanı oluyor. 1967’de ise ODTÜ’de göreve başlıyor ve 1980 yılında emekli oluyor. 26 Aralık 1997 günü vefat ediyor ve Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa veriliyor.

Benim en sevdiğim bu bölümde Cahit Arf’ın “anlamak” tutkusu şu şekilde anlatılıyor:


“Öğrenirken de öğretirken de en önemli şeyin anlamak olduğunu, meslektaşlarına ve öğrencilerine de sık sık vurgulardı Cahit Arf. Ve şu cümleyi her fırsatta tekrarlardı: ‘ANLAMAK derken, kelimeyi büyük harfle kullanıyorum!’


Profesör Erdal İnönü onun bu yanından şöyle söz edecekti: ‘Arf'ın önemli bir özelliği, her şeyin aslında anlamak istemesiydi. Birisi konuşma yaparken anlamadığı yeri hemen sorardı. Bilime değer veren bir insan olarak onun için önemli olan, ‘anlamak’ tı; araştırıcı zekâsını kullanarak olayların nedenini anlamak…’” (s. 118)


Bana göre de bir matematikçinin, bir bilim insanının en büyük tutkusu “anlamak” olmalı. Bir matematikçi gözüyle bu bilim dalında her şeyin sebebini, mantığını iyice anlayıp kavramak gerektiğini söyleyebilirim.


Kitabın ikinci bölümü olan “Cahit Arf’ın Albümünden”de Arf’ın çocukluğundan, katıldığı matematik toplantılarından ve ailesiyle olan bazı fotoğraflar yer alıyor. Albümün, biyografiden hemen sonra gelmesi gayet yerinde olmuş.


Üçüncü bölüm “Meslektaşlarının Gözüyle Cahit Arf” ise bence en özel bölüm. Cahit Arf’ın vefatının ardından Tosun Terzioğlu, Ali Rıza Berkem, Mehpare Bilhan, M. Gündüz İkeda ve birçok önemli bilim insanının böyle değerli yazılar yazması, Cahit Arf'ın gerek karakter olarak gerekse bilim insanı olarak ne kadar düzgün biri olduğunu gösteriyor.


“Prof. Dr. Şafak Alpay:

‘... Cahit Hoca bilgisi ve kültürüyle önemli işler yapmış kişilerin huzurunu taşıyan, komplekssiz bir insandı. Günlük değer yargılarına takılma sığlığı, başkalarına yaranmak için inandığının tersini yapabilme hafifliği, düşüncelerini zamanın gereklerine göre biçimlendirme hafifliği, gözlerini kapama, duymama, ‘adam sende’cilik sorumsuzluğu hiçbir zaman olmamıştır Cahit Hoca’da…’” (s. 211)


“Cahit Arf'ın Görüşleri” adlı son bölümde ise Cahit Arf’ın kaleminden birkaç yazı bulunuyor. Bu dört bölüme ek olarak, kitabın sonunda Cahit Arf’ın araştırmaları yer alıyor.


Cahit Arf, “sadece akademisyen” değildir. O, hem ortaya koyduğu çalışmalarla matematikçiler için bir kaynak olmuş hem de öğrencilerini iyi yetiştirmesiyle ve onlara gerçekten zamanını ayırıp, çalışmalarını izleyip birebir ilgilenmesiyle matematikçilere (ve bilim yolunda ilerleyenlere) örnek olmuş bir bilim insanıdır. Bu kitabı okuyan kişi; ülkemizde bilimin ve matematiğin ilerlemesi için çok çabalayan, çalışmalarıyla dünya matematik tarihine adını yazdıran bilim insanımız Cahit Arf’ı, bir nebze de olsa yakından tanıma fırsatı elde ediyor. Dolayısıyla, Arf için böyle bir çalışma hazırlanması çok değerli. Kitabın iki basımı da 1000’er adet olduğundan yakın zamanda ikinci basımın da biteceğini düşünüyor ve kitabın üçüncü kez basılmasını ümit ediyorum. Çünkü sade ve akıcı bir dille, sohbet havasında yazılan 'Anlamak' Tutkunu Bir Matematikçi: Cahit Arf; öncelikle gençlerin, yani bir şeyler üreterek vatanımıza, milletimize faydası dokunacak parlak insanlarımızın okuyup böyle bir bilim insanımızı anlaması ve onu örnek alması açısından faydalı bir kitap.


Tansılu Altay

145 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör